Show TV yeni sezona bomba gibi dizilerle giriyor. Çok yakında ekrana gelecek yepyeni dizilerden biri olan Eşref Saati'nde, birbirlerinin kız kardeşlerine aşık, inatçı iki kabadayının hikayesi anlatılıyor. Aynı mahallede doğan, aynı eli öpüp aynı raconla büyüyen, hiç uzlaşamayan ama hiç de ayrılamayan iki kabadayı olan Sarı Eşref ve Kara Eşref�in hikayesinin anlatıldığı Eşref Saati, bolca güldürecek, bazen de hüzünlendirecek. Pana Film'in Show TV ekranında izleyici ile buluşmaya hazırlanan bu yeni dizisinde Kara Eşref karakterini Yavuz Bingöl, Sarı Eşref karakterini ise Yetkin Dikinciler canlandırıyor. Uğruna hapis yattıkları Alemdar Ağa�dan aldıkları elle, boğaza nazır bir İstanbul semtinde yaşayan bu iki kabadayının can düşmanı, mahalleye yat limanı yapmak isteyen müteahhittir. Birbirlerinin hem aynı hem de zıddı olan iki Eşref, sadece düşmana değil, birbirlerine de meydan okurken, tek bir zaafları olacak: O da birbirlerinin kız kardeşlerine duydukları aşk� Eşreflerin kız kardeşleri rolünde Dolunay Soysert ve Özge Borak Şakrak oynuyor. Mahallenin terzisi Yadigar ise iki Eşref arasında uzlaşmanın adresi olacak. Yadigar karakterini Ahmet Uğurlu canlandırıyor. |
4 Eylül 2007 Salı
İKİ İNATÇI KABADAYININ EĞLENCELİ HİKAYESİ
Eşref Saati
Kara Eşref ve Sarı Eşref, aynı mahallede aynı gün doğmuş iki çocukluk arkadaşıdır. Ebeleri bile doğum anında iki ev arasında koşturmaktan helak olmuştur. Doğdukları an babaları, ikisine de dedelerinin adı olan Eşref'i koyar. Eşrefler, çalışmak için uzaklara giden babalarını çocukları boyunca göremezler.
İlkokulda biri sarı diğeri kara kafasıyla aynı sırada yan yana otururken, öğretmenleri birine sarı diğerine kara demeye karar verir. Lakapları, hep saygıyla andıkları ilkokul öğretmenlerinden hatıra kalır.
İlkokulda bir yandan ayakkabıyı boyacılığı yaparlar. Bir gün yan yana iki delikanlının ayakkabılarını boyarlarken, müşteriler birbirine girer. Ortalık curcunaya döner. Kavgada iki ufaklık Eşref heba olacakken, mahallelerinin içlerini titreten kabadayısı Alemdar Ağa yetişir, kavga diner, ikisini birden enselerinden kaldırır.
Alemdar Ağa Eşrefleri yere bıraktığında, sahne kahvede açılmıştır. İkisi de artık Alemdar Ağa'nın himayesindedir. Ona kahve götürmek için birbirleriyle yarışırlar. Biraz palazlandıklarında, birbirlerinin kız kardeşlerine vurulurlar, uzaktan uzaktan bacılarını keserler. Alemdar Ağa'nın da terziliğini yapan olan mahalle terzisi bilge kişi Yadigar da hep başlarındadır.
Biri davul biri kemençe eşliğinde askere yollanırlar. Askerden döndüklerinde yine kabadayılık raconunu öğrendikleri Alemdar Ağa'nın yanındadırlar.
Bu arada Alemdar Ağa, saldırı anında son nefesini verirken, "Kahvenizi, mahallenizi bu çapulculara yedirtmeyin. Son nefesinize kadar oraya sahip çıkacağınıza bana söz verin" diye yemin ettirir.
Eşrefler arasındaki didişme hapiste de devam eder. Onlar hapiste iken bacılarına, yamakları olan Hayati ve Sebati sahip çıkar. Hem bacıları hem de yamakları himayesinde tutan kişi ise terzi Yadigar'dır.
İki Eşref'in birbirlerinin bacıları ile yaşadıkları gizli aşk mahpusta iyice alevlenir. Gizli gizli mektuplaşmalarla sürer gider. Bacıların en büyük hayali, tahliye gününün hemen ardından Eşrefleri ile evlenebilmek, aradaki husumeti de bitirmektir.
Eşreflerin hapishanede geçirdikleri sure boyunca aralarında artan gerilim dişarıya da sirayet etmiştir. Eşrefler tahliyelerine yakın yamaklarına talimatı verirler: Kahve bir duvarla ikiye bölünecek, bir yanı Kara'nın, bir yanı Sarı'nın olacak!
Eşrefler 4 yılı hapishanede geçirdikten sonra tahliye olurlar.
Tahliye olduktan sonra ortak düşmanları gene karşılarındadır: Mahalleye yapılacak olan Marina Projesi…
Eşrefler çıkar çıkmaz bir yanda günlük hadiselerde birbirleri ile didişmeye, bir yandan da ortak düşmanlarına karşı birlik olmaya, ama burada da mücadele yöntemleri konusunda gene didişmeye devam ederler.
Bu arada sevdalılarına da kavuşamamışlar, ikisi de birbirlerine bacısını vermemiş, bacılar da muratlarına erememiştir.
Turgay'ın temsil ettiği kötü adamlar da sürekli kahve ile sorunlar çıkararak iş başındadırlar. Son çareleri, iki Eşref'I daha da birbirlerine düşürmek, güçsüz kılmak ve mahalleyi içten fethetmek için görevlendirdikleri Truvalı Feraye'dir.
Feraye, lokanta açmak için mahalleye taşınan, çok güzel, çekici ve cazibeli bir kadındır. Eşreflerin bir türlü saadete eremeyen bacıları ve Yadigar'ın çırağı ile ilişki kurar. Bu 3 karakteri de etkiler. Mahalleye şehir hayatını, lüksü, kapitalizmin temsil ettiği her tür değeri bir nakış işler gibi düğüm düğüm taşıyacaktır.
Asıl görevi ise iki Eşref'e de ayrı ayrı boncuk dağıtmak, iki can dostu ve can düşmanı arasındaki rekabeti iyice kızıştırmaktır.
Ana hikaye sürerken, Eşreflerin temsil ettiği geleneksel değerlerle günümüz değerlerinin çatışmasını görürüz. Eşrefler bu nedenle zaman zaman mahallenin bazı unsurları, özellikle gençler ile de karşı karşıya gelebilir. Hatta birbirlerinin bacısı olan sevgilileri ile bile… Çünkü kızlara gore durumun özeti şudur:
"Paramız var paramız yok, aşkımız var kavuşmamız yok, hayatımız var ama her gün ölüyoruz. Satalım kahveyi, evlenelim, uzaklara gidelim…"
Özellikle Feraye ile birlikte mahalleye modern hayatın sızışını izleriz. Hamam yerine jakuzi konuşulur, lavanta kolonyasının yerini parfüm alır. Yadigar Usta'nın dikişi bir başkadır ama Feraye'nin hediye ettiği marka bir gömlek de hiç de kötü değildir… Rakı ata içkisidir ama Feraye'nin evinde içilen bir kadeh viski de baldan tatlıdır. Bu kadınla birlikte karşı durdukları her şey hayatlarına tatlı tatlı sızıverir.
İlkokulda biri sarı diğeri kara kafasıyla aynı sırada yan yana otururken, öğretmenleri birine sarı diğerine kara demeye karar verir. Lakapları, hep saygıyla andıkları ilkokul öğretmenlerinden hatıra kalır.
İlkokulda bir yandan ayakkabıyı boyacılığı yaparlar. Bir gün yan yana iki delikanlının ayakkabılarını boyarlarken, müşteriler birbirine girer. Ortalık curcunaya döner. Kavgada iki ufaklık Eşref heba olacakken, mahallelerinin içlerini titreten kabadayısı Alemdar Ağa yetişir, kavga diner, ikisini birden enselerinden kaldırır.
Alemdar Ağa Eşrefleri yere bıraktığında, sahne kahvede açılmıştır. İkisi de artık Alemdar Ağa'nın himayesindedir. Ona kahve götürmek için birbirleriyle yarışırlar. Biraz palazlandıklarında, birbirlerinin kız kardeşlerine vurulurlar, uzaktan uzaktan bacılarını keserler. Alemdar Ağa'nın da terziliğini yapan olan mahalle terzisi bilge kişi Yadigar da hep başlarındadır.
Biri davul biri kemençe eşliğinde askere yollanırlar. Askerden döndüklerinde yine kabadayılık raconunu öğrendikleri Alemdar Ağa'nın yanındadırlar.
Bu arada Alemdar Ağa, saldırı anında son nefesini verirken, "Kahvenizi, mahallenizi bu çapulculara yedirtmeyin. Son nefesinize kadar oraya sahip çıkacağınıza bana söz verin" diye yemin ettirir.
Eşrefler arasındaki didişme hapiste de devam eder. Onlar hapiste iken bacılarına, yamakları olan Hayati ve Sebati sahip çıkar. Hem bacıları hem de yamakları himayesinde tutan kişi ise terzi Yadigar'dır.
İki Eşref'in birbirlerinin bacıları ile yaşadıkları gizli aşk mahpusta iyice alevlenir. Gizli gizli mektuplaşmalarla sürer gider. Bacıların en büyük hayali, tahliye gününün hemen ardından Eşrefleri ile evlenebilmek, aradaki husumeti de bitirmektir.
Eşreflerin hapishanede geçirdikleri sure boyunca aralarında artan gerilim dişarıya da sirayet etmiştir. Eşrefler tahliyelerine yakın yamaklarına talimatı verirler: Kahve bir duvarla ikiye bölünecek, bir yanı Kara'nın, bir yanı Sarı'nın olacak!
Eşrefler 4 yılı hapishanede geçirdikten sonra tahliye olurlar.
Tahliye olduktan sonra ortak düşmanları gene karşılarındadır: Mahalleye yapılacak olan Marina Projesi…
Eşrefler çıkar çıkmaz bir yanda günlük hadiselerde birbirleri ile didişmeye, bir yandan da ortak düşmanlarına karşı birlik olmaya, ama burada da mücadele yöntemleri konusunda gene didişmeye devam ederler.
Bu arada sevdalılarına da kavuşamamışlar, ikisi de birbirlerine bacısını vermemiş, bacılar da muratlarına erememiştir.
Turgay'ın temsil ettiği kötü adamlar da sürekli kahve ile sorunlar çıkararak iş başındadırlar. Son çareleri, iki Eşref'I daha da birbirlerine düşürmek, güçsüz kılmak ve mahalleyi içten fethetmek için görevlendirdikleri Truvalı Feraye'dir.
Feraye, lokanta açmak için mahalleye taşınan, çok güzel, çekici ve cazibeli bir kadındır. Eşreflerin bir türlü saadete eremeyen bacıları ve Yadigar'ın çırağı ile ilişki kurar. Bu 3 karakteri de etkiler. Mahalleye şehir hayatını, lüksü, kapitalizmin temsil ettiği her tür değeri bir nakış işler gibi düğüm düğüm taşıyacaktır.
Asıl görevi ise iki Eşref'e de ayrı ayrı boncuk dağıtmak, iki can dostu ve can düşmanı arasındaki rekabeti iyice kızıştırmaktır.
Ana hikaye sürerken, Eşreflerin temsil ettiği geleneksel değerlerle günümüz değerlerinin çatışmasını görürüz. Eşrefler bu nedenle zaman zaman mahallenin bazı unsurları, özellikle gençler ile de karşı karşıya gelebilir. Hatta birbirlerinin bacısı olan sevgilileri ile bile… Çünkü kızlara gore durumun özeti şudur:
"Paramız var paramız yok, aşkımız var kavuşmamız yok, hayatımız var ama her gün ölüyoruz. Satalım kahveyi, evlenelim, uzaklara gidelim…"
Özellikle Feraye ile birlikte mahalleye modern hayatın sızışını izleriz. Hamam yerine jakuzi konuşulur, lavanta kolonyasının yerini parfüm alır. Yadigar Usta'nın dikişi bir başkadır ama Feraye'nin hediye ettiği marka bir gömlek de hiç de kötü değildir… Rakı ata içkisidir ama Feraye'nin evinde içilen bir kadeh viski de baldan tatlıdır. Bu kadınla birlikte karşı durdukları her şey hayatlarına tatlı tatlı sızıverir.
Ceylan : Dolunay Soysert
Dolunay Soysert (25 Mart 1973, Adana). Türk oyuncu.Orta ve lise eğitimini Özel Moda Kolejinde bitirmiştir. İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bölümü mezunudur. İstanbul Şehir Tiyatrolarında çalışmıştır.İlk kamerayla tanışması Cumhuriyet filminde Latife Hanımı canlandırmasıyla başlamıştır.Daha sonra Nebraska Üniversitesi Drama ve Tiyatro Bölümünü bitirmiştir. Amerikadan döndükten sonra Sultan Makamı ve Omuz Omuza dizilerinde rol almıştır.Tiyatro sahnesinde de Buluşma adlı oyunda Marilyn Monroe'yu ve Ayşe Müzikalinde Ayşe karakterini canlandırmıştır.2004 yılı Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği Umut Veren Kadın Oyuncu ödülünü ve Buluşma oyununda gösterdiği başarıdan 2005 yılında Afife Jale En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü almıştır. 9 Temmuz 2006'da oyuncu Sinan Tuzcu ile evlendi. En çok akıllarda kalan rolü 'Bir İstanbul Masalı' adlı dizide canlandırdığı Derya karakteri ve Özgü Namal ile birlikte Bebeğim adlı dizide canlandırdığı Leyla karakteridir. Oyuncu İstanbul Halk Tiyatrosunun ilk oyunu olan Can Tarlası adlı oyunda yer almıştır.26. İstanbul Film Festivali açılış töreni sunuculuğunu Sinan Tuzcu ile yapmıştır.
Filmografi
* Sekizinci Saat ismi: Yasemin (1994)
* Kaygısızlar ismi: Hostes (1994)
* Çılgın Bediş ismi: Mihrace (1996)
* Baskül Ailesi ismi: Arzum (1997)
* Cumhuriyet ismi: Latife Hanım (1998)
* Kuzgun ismi: Pınar (1999)
* Salkım Hanımın Taneleri ismi: İclal (1999)
* Bir İstanbul Masalı ismi: Derya (2003)
* Sultan Makamı ismi: Gülsün (2003)
* Zor Adam ismi: Ayfer Zoroğlu(2004)
* Kalbin Zamanı ismi: Genç Belkıs (2004)
* Yürek Çığlığı ismi: Aslı (2004)
* Avrupa Yakası ismi: Melike (2004)
* Omuz Omuza ismi: Firdevs Alpaslan (2004)
* Yine de Aşığım ismi: Figen (2005)
* Kırık Kalpler Durağı ismi: Ayşen (2005)
* Hacı ismi: Şeyda Gesili (2006)
* Tövbe ismi: Cavidan (2006)
* İlk Aşk ismi: Aysel Arifoğlu(2006)
* Bebeğim ismi: Leyla (2006)
* Mavi Gözlü Dev ismi: Piraye (2007)
Rol Aldığı Tiyatro Oyunları
* Can Tarlası
* Ayşe (opera)ismi:Ayşe
* Buluşma ismi:Marilyn Monroe
* Silvanlı Kadınlar
* Elma Dersem Çık
* İki Kova Su
* Kibarlık Budalası
* İbişin Rüyası
Truva Feraye : Şebnem Dönmez,
Diziler
* Aslı ile Kerem (2001)
* Ölümsüz Aşk: Eylül (2003)
* Babam Dadı Olsaydı (2004)
* Size Baba Diyebilir Miyim? (2004)
* Erkeksen Seyret (2006)
* Haziran gecesi 2007
Filmler
* Mumya Firarda (2002)
* Kolay Para Kazanma Kılavuzu (2002)
* Neredesin Firuze (2004)
* Hacivat-Karagöz Neden Öldürüldü? (2006)
* The Net 2.0 (2006)
Yarışmalar
* Bak Kim Dans Ediyor (2007) Show TV
* Herşeyi Bilmek Gerekmiyor (2007) Türkmax
Terzi Yadigar : Ahmet Uğurlu
Ahmet Uğurlu, (d. 2 Ağustos 1952). Tiyatro ve sinema oyuncusu.
Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünden mezun oldu.
Rol aldığı filmler [değiştir]
* (2005) Döngel Karhanesi - Keskin
* (2002) Başımıza Gelenler - Zühtü
* (2000) Gökten Düşen Hazine
* (1999) Doğum Yeri Absürdistan - Emre
* (1998) Eski Fotoğraflar
* (1997) Avcı - Çolak Osman
* (1996) Tabutta Rövaşata - Mahsun
* (1991) Sex Bahçesi - Pezevenk Esref
Ödülleri [değiştir]
* (1997) 9.Ankara Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu (Tabutta Rövaşata)
* (1997) Türk Eleştirmenleri Birliği, En İyi Oyuncu (Tabutta Rövaşata)
* (1996) 33. Antalya Film Festivali, Altın Portakal, En İyi Erkek Oyuncu (Tabutta Rövaşata)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)